Uzmanımız Ayşegül Anayurt’un 15.08.2019 tarihli Başkent Gazetesi ile yapmış olduğu röportajı gözden geçirebilirsiniz…
“ÖĞRENME, ÇOK BOYUTLU BİR OLGUDUR”
• Kişiye özgü öğretim modelinin varlığına inanıyor musunuz? Ülkemiz eğitim sistemini göz önüne aldığımızda bu modeli uygulama noktasında ne gibi bir eksiklik ya da avantajlar vardır?
Her bireyin kendine özgü bir öğrenme deneyimine sahip olduğu düşünüldüğünde ise kişiye özgü öğretim modeli daha da ön plana çıkmaktadır. Kişiye özgü öğretim modeli ile öğrencilerin öğrenme biçimlerdeki bireysel farklılıkların belirlemesi ve bu farklılıklar dikkate alınarak öğretim sürecinin planlanması hedeflenmektedir. Öğrencinin en iyi öğrenme yönteminin ne olduğunun belirlenmesinin ve bu öğrenme tarzı ile öğrenim tecrübesi kazanmasının oldukça faydalı olduğunu düşünüyorum. Bununla birlikte, kendi öğrenme modeli hakkında bilgi sahibi olan kişilerin öğrenmeye olan ilgilerinin daha farklı olacağı da beklenen bir durumdur. Ancak kişiye özgü öğretim modelinin eğitim sisteminde öncelikli olmasının yanı sıra, diğer öğrenme modelleri ile de bireyin desteklenmesinin farklı pencereler yaratabileceğine inanıyorum. Aksi taktirde, kişinin hayatının herhangi bir aşamasında farklı bir öğrenme sürecine maruz kaldığında bir takım aksaklıklar yaşayacağından endişe ediyorum. Bu nedenle, her koşulda öğrenmeyi sürdüren bireyler olabilmemiz için farklı yöntemlerinde denenmesinin gerekliliğine inanıyorum. Eğitim sistemimize baktığımızda ise son yıllarda öğrencilerin ilgi, yetenek ve değerlerinin keşfedilmesi ve bu doğrultuda öğrenim süreçlerinin planlanmasının hız kazandığını gözlemliyorum. Kişiye özgü öğretim modelinin uygulanmaya başlanması da bu süreçlerin hızlanmasında önemli bir etken olarak görüyorum. Henüz fiziksel koşulların her okulda aynı standartta olmaması bu modelin aksayan kısmını meydana getirse de konuyla ilgili yapılan çalışmaların varlığının umut verici olduğunu düşünüyorum.
• Ergenlikte psiko-sosyal gelişim ve psikolojik sağlık açısından bakıldığında, ergenlik döneminin esnek yapısal özelliklerinin doğru yaklaşımlarla desteklenmesi adına yürüttüğünüz çalışmalar nelerdir?
Ergenlik, özellikle fizyolojik ve psikolojik değişimlerin yaşandığı özel bir evredir. Bu evre; insanın belki de yaşamı boyunca en çalkantılı deneyimlere maruz kaldığı dönemlerin başında gelmektedir. Ergenler bu dönemde; kendileri, anne-babaları, arkadaşları, öğretmenleri ve sosyal çevreleri ile ilgili çelişkili duygular yaşayabilmektedirler. Hissettikleri çelişkili duygular; ergenlerin davranışlarında da birtakım değişimlere neden olmaktadır. Bu nedenle hem kendini hem de çevresini keşfetmeye çalışan ergenler; zaman zaman ebeveynleri tarafından anlaşılmadıklarını düşünmektedirler. Bu dönemde ebeveynlere düşen en büyük sorumluluk; genç çocuklarını suçlamadan ya da ilişkilerine zarar vermeden kendi duygularını ifade etmeleri ve onları dinlemeye özen göstermeleridir. Ergenlik döneminde aile içerisinde çatışmaların yaşanması da sık gözlenen durumlardandır. Hızlı gelişim ve değişimlerin yaşandığı bu evrede; uzman desteği alınması daha sağlıklı bireylerin yetişmesine ve aile yaşantısının güçlenmesine destek olmaktadır. Özellikle bizim ergenlere yönelik yürüttüğümüz çalışmalar; ergenlik dönemi sorunları, akran zorbalığı, akademik sorunlar, sınav kaygısı, stresle başa çıkma ve öfke kontrolü ve bu dönemde ortaya çıkan duygusal, davranışsal sorunlardır.
• Anne-baba-çocuk iletişimi ve etkileşiminin aile bireyleri adına önemini anlatır mısınız?
Anne baba ve çocuğun ilişkisi, çocuğun içinde doğup büyüdüğü aile ortamından, anne ve babanın kendi aralarındaki ilişkiden, kardeş sayısından, çocuğun cinsiyetinden ve özelliklerinden, ailenin sosyo-ekonomik ve kültürel özelliklerinden ve benzer birçok etmenden etkilenmektedir. Bu etmenlerin her birindeki yaşantılar sonucunda, çocuğun kişisel özellikleri oluşmaya başlayacaktır. Özellikle de kişilik gelişiminin büyük ölçüde şekillendiği çocukluk döneminde, aile içi ilişkilerin sağlıklı veya sağlıksız olması, çocuğun gelişiminde büyük önem yaratmaktadır. Eşler, ebeveyn olduktan sonraki yaşantılarına yeni bir rol (anne babalık rolü) eklenmektedir ve bu yeni role uyum sağlamak çok hızlı ve kolay olmamaktadır. Aynı zamanda, aileye yeni bir üyenin katılımı ile aile içi iletişim ve dinamiklerde bundan etkilenmektedir. Eşlerin bu yeni sürece adapte olmaya çalışırken uyum problemleri yaşamaları sık karşılaşılan ve zamanla problem durumunun normalleşebildiği bir durumdur. Ancak bazı ailelerde anne babalık rollerinin daha ön plana çıkması, eşler arasında anlaşmazlıkların ve birbirlerinden uzaklaşmanın derinleşmesine neden olabilmektedir. Bu nedenle, aileye çocuğun katılımıyla birlikte özen gösterilmesi gereken noktalardan birininse; eş rolünün, anne babalık rolünün çok fazla gerisinde kalmamasına dikkat edilmesidir. Aksi halde, eşler arasındaki olumsuz yöndeki çatışmaların sıklığı artabilir ve aile içerisinde sağlıksız iletişim yaşanabilmektedir. Aileye katılan yeni üye ise aile içerisindeki etkileşimleri ve huzursuzlukları hissetmektedir. Çocuğun aile içindeki huzursuzluğu hissetmesi, onu da kaygılandıracak ve gelişimini olumsuz etkileyecektir. Her ailenin kendi içinde iletişim örüntüleri bulunur ve sağlıklı iletişim örüntülerini oluşturmaları farklı etmenleri içinde barındırmaktadır. Ancak genel bir ifade ile ailedeki üyelerin rollerinin (eş, ebeveyn, çalışan vb.) farkında olmaları ve bu rollere eşit oranda zaman ayırmaları aile içerisinde daha rahat bir iletişim ortamı yaratacaktır.
OKULLARDAKİ PDR BİRİMLERİ
• Gelişimsel okul danışmanlığı adına okullarda var olan PDR (Psikolojik Danışmanlık Ve Rehberlik) birimlerini yeterli buluyor musunuz? Süreç yönelimli, iyileştirici ve önleyici rehberliği de içine almakla birlikte, bireyin olumlu gelişimini etkileyen tüm eğitim öğretim çalışmalarında üzerinde durulması gereken programlar nasıl olmalıdır?
Kapsamlı gelişimsel rehberlik programı okuldaki tüm öğrencileri kapsayan bir programdır. Gelişimsel rehberlik; problem durumuna sahip öğrenciye odaklanmak yerine tüm öğrencileri içeren bir yapıya sahiptir. Bununla birlikte kapsamlı gelişimsel rehberlik programı; öğretim programı ve rehberlik programının tamamlayıcısıdır. Özellikle kapsamlı gelişimsel rehberlik programı öğrencilerin başarılı olmalarını sağlayan bilgi ve beceri kazandırarak; iletişimi güçlü, problemlerle baş edebilen, bireyin kendisi ve diğerleri hakkında bilgi edinmesini sağlayan esnek bir programdır. Olumlu okul çevresi inşa etmeyi amaçlayan bu programda; öğretmen, yönetici, veli ve öğrencilerinin iş birliği içerisinde çalışmasının önemli olduğu vurgulanmaktadır. Kişisel, eğitsel, sosyal, kariyer becerilerinin gelişimini destekleyecek rehberlik çalışmalarının üzerinde durulmaktadır. Kapsamlı gelişimsel rehberlik programı ile öğrencilerin; yaşamındaki rolleri, olayları, mekanları bütünleştirerek benliğinin gelişimi desteklenmektedir. Bu programlar hazırlanırken ülkenin eğitim politikası, okul yöresinin ihtiyaçları, okul düzeyinin ihtiyaçları, öğrencilerinin gelişim dönemi özellikleri, bir önceki eğitim öğretim döneminden elde edilen veriler gibi süreçler önem kazanmaktadır. Her okulun ve farklı gelişim dönemlerindeki bireylerin ihtiyaçları farklı olduğu için bu ihtiyaçlar doğrultusunda okulun rehberlik hizmetlerinin planlanması ve uygulanması ön koşuldur.
KARİYER DANIŞMANLIĞI
• Günümüz en önemli sorunlarından bir tanesi de kariyer adına yapılmış yanlış seçimler. Bu bağlamda kariyer danışmanlığının önemini anlatır mısınız?
Kariyer; bireylerin yalnızca meslek yaşantılarını değil, diğer yaşam rollerini de içeren ve ömür boyu süren bir süreçtir. Kariyer sürecimizde ilerlemeler, gerilemeler ve duraksamalar olabilir. Ancak bunların hepsi bireyin gelişimi için önemlidir. İlgi, yetenek ve değerlerin keşfedilmesi konusunda bireye fırsat tanımaktadır. Kariyer danışmanlığı sadece yapılan seçimlere odaklanmamaktadır. Aynı zamanda kariyer danışmanlığı; süreçte kendinizi daha iyi tanımanızı, ilgi, yetenek ve değerlerinizi keşfetmenizi destekleyerek, kariyer hedeflerinizi değerlendirmenize yardımcı olmaktadır. Günümüzde iş yaşamındaki hızlı değişimlerin etkisi, küreselleşme, ekonomik krizin yarattığı problemler, iş yaşamındaki yeni paradigmaların etkisi ile bireylerin çalışma koşulları, işverenlerin beklentisi, bireyin yapmış olduğu tercihler de değişmektedir. Bu noktada da birey ya da grupla kariyer gelişimi ile ilgili sorunlarda (meslek seçimi, karar verme, iş arama vb.) profesyonel bir danışmanın yürüttüğü formal bir ilişki biçimine (psikolojik danışma sürecini) ihtiyaç duyulmaktadır. Bireyin yaşam deneyimlerini yapılandırarak bu deneyimlere uygun mesleki rolleri ve yaşamdaki diğer rolleri bütünleştirerek anlamlandırması ve uygun seçimler yaparak bireyin desteklemesi ve güçlendirmesi konusunda kariyer danışmanı destek sunmaktadır.